İSRAİLDEN ÖZÜR BEKLENTİSİ 
dış politikada çok iyi işler yapıldığı yazıldı hep. hangi kanalı açsak, hangi gazeteyi okusak ahmet davutoğlu nun eşsiz bir bakan olduğu, komşu ülkelerimizle çok iyi anlaştığımız gibi şeyler söyleniyordu. ve israil.. mavi marmara olayından sonra özür gelmezse ilişkiler düzelmez dendi hükümet tarafından. işin derinine inip doğru bilgilenebilmek için dış işleri bakanı sözcüsünden randevu talep edeyim dedim. ama telefonunu nereden bulucaktım? bulsam bile ne diyecektim? "randevu verebilirmisiniz acaba" mı diyecektim? elalemin gazetecileri çatır çatır randevu talep ediyorlardı ondan bundan. telefon numarasını uzun uğraşlar sonucu buldum ama hala götüm yemiyordu konuşmaya. iki kırmızı tuborg gömüp öyle aramaya karar verdim. özgüven gelsin dedim. bira almaya bakkala indim. utanmıyomusun ramazanda bira almaya dedi bakkal sahibi. şimdi ayıp ettin işte dedim. ben dini bütün bir insanım öldüreceklerini bilsem yinede ramazanda ağzımı sürmem bu melete dedim. ne bok yemeye alıyosun ozaman dedi. güvensiz biri olduğumu anlamış üzerime daha sert bir şekilde abanıyodu bakkal sahibi. zonguldaktan dayım geldi, lanet bir adamdır, ramazanda bile içer dinsiz pezevenk dedim. ben dayıma küfür yağdırarak ne kadar karaktersiz bir insan olduğumu kendime bir kere daha kanıtlarken bakkal sahibinin yumuşadığını fark ettim. her şeyi geçtim de aklıma bir şey takıldı sevgili okurlar. madem bakkal sahibi karşıydı ramazanda içme olayına ne sikime satıyordu o birayı? ne sikime?

Categories: